”Ben çocuklara inanıyorum.Bu yüzden umutluyum.Ben çocuklara inanıyorum.Bu yüzden de mutluyum!”

17 Temmuz 2014 Perşembe

Öfke üzerine belirlemeler (I).



Faiz Cebiroğlu
faizce@hotmail.com



Öfke, umuttur. Umut, öfkedir.

Öfke olmadan umut olmaz. Umutsuz öfke, hiç olmaz.

Öfke nedir?

Öfke, bana göre, içsel bir kudrettir. İnsanın derinliklerinde bir ateş gibi yanar. Derinliklerde ateş gibi yanan öfke, insanda bir denge, bir harmoni yaratıyor. Denge ve harmoni, öfke aracılığı ile, kendi sınırlarımızı tanımaya ve bilmeye vesile oluyor. Bu bağlamda, öfkeli olalım ve öfkeli olmaktan korkmayalım, diyorum. Öfkemiz, içte kalmasın, ezilmesin. Yani, öfkemiz, dışa vursun, demek istiyorum.

Öfkemiz, dışa vursun. İnsanın öfkesi, ezildiği zaman, insan vücudunda semptom (hastalık belirtileri) oluşuyor. Oluşan bu semptomlar, insan vücudunu, pasifleştiriyor. Uyutuyor.

Öfkemiz, dışa vursun, vücudumuz sağlıklı kalsın. Öfkemiz, dışa vursun, umudumuz canlı kalsın.

Dışa vuran öfke, umut içindir.

Öfke ve umut, burada, iç-içe geçiyor. Bileşke gibidir. Biri olmadan diğeri olmuyor.

Öfkesiz umut, olmaz. Umutsuz öfke, hiç olmaz.

Umutlu olmak için, derinliklerimizde bulunan öfkeyi, önplana çıkarmak gerekiyor. Dışa vurmak gerekiyor.

Öfkeler var...Öfkeler var. Geçmişte kalan öfkeler var. Yeni oluşan öfkeler var. Hepsi, öfkedir ve patlamaya hazır haldeler.

Geçmişe dair öfkelerin varsa, bunları derinliklerden hemen çıkar, dışa vur ve hemen patlasınlar! Bunlardan kurtul! Bu, vücudun tekrar bir dengeye, bir harmonik oluşuma ve kendi doğasına dönüşmesi oluyor. Öfke. budur.

Öfke, bir iç-güçtür. İç güç olan öfke, insanlarda bulunan en büyük değerdir. Bu değeri ”kalpten” ifade ettiğin zaman, umut, eşikte demektir.

Korkmadan, öfkemizi dışa vuralım.

Korku, öfkemizin dışa vuruşunu engellemesin. Korkup, öfkeyi içte ezmek, insani sorumluluklardan kaçmak, demek oluyor.

İç kudret olan öfkemizi, korkmadan ifade edelim. Umut içindir.
Öfke, umuttur.

Umut ta öfkedir.

Öfkesiz umut olmaz, umutsuz öfke hiç olmaz!


”Kürd kimliği üzerine üç tez...”



Faiz Cebiroğlu

Bugün tesadüfen, eski bir not defterime baktım. ”Kürd kimliği üzerine üç tez” diye bir not var. 2001'de yazılmış bu tezleri, tekrar okudum. Önemli tezlermiş. Bunları paylaşmak istiyorum  ama önce bir giriş:

Türkiye gibi, birden fazla ulus ve azınlıkların olduğu bir ülkede, ne yazık ki, ezilen ulus ve azınlıklar hep unutulmuş; ”ulusların kendi kaderlerini tayin etme, ayrı devlet kurma hakkı” hep tali plana itilmiştir. Türkiye'nin iç-sömürgesi Kürdler, kendi mücadelelerini başlatıncaya kadar, bu böyle sürüp gitmiştir. Utançtır.

Oysa ki, sosyalizm, yani ortakça düzen için mücadele eden partilerin ve değişik örgütlerin ”ulusal sorun” konusunda daha ”titiz” olmaları gerekiyordu. Olmadı. Utançlık budur!

Türk devrimcileri, Kürd ulusal sorunu ve azınlıklar konusunda, tarihsel olarak ta ”başarılı bir sınav” veremediler. Bu da başka bir gerçekliktir.

Gerçeğin gerçeği şudur: Kürdler, büyük mücadeleler sonucu ve büyük bedeller ödeyerek ”varlıklarını” Türklere ve Orta-doğu halklarına kabûl ettirdiler. Yok edilen ve inkâr edilen kimlik, Ağrı dağında, ”kardelen” gibi, Ağrı'da ve tüm Kürdistan dağlarında kimlik oldu. Bu kimlik: Kürd kimliğidir!

Bu girişten sonra, Kürd kimliği üzerine ”tezlere” sıra geliyor.

Birinci tez: Kürdlerin kavgası, kimlik kavgasıdır. Kimlik kavgası, ben kimim, neyim, kime aitim, ulusum nerede, adı ne? Sorularını sormak ve bunun cevabını bulmak kavgasıdır.

İkinci tez: Kürd dili, Kürd toprağı, Kürd tarihi, Kürd kültürü, Kürd psikolojisi...Kürd kimliği oluyor: Ulustur. Kürd ulusudur. Kürd kimlik kavgası, Kürdistan Ulusal Devleti Kurma kavgasıdır.

Üçüncü tez: Kürdistan toplumunda şekillenecek kimlikler vardır. İkisini yazmak istiyorum:

Bireysel, benlik kimliği ve sosyal kimliktir. Birbirlerini tamamlıyorlar. Biri olmadan, diğeri de olmuyor.

Bireysel kimlik: Bir kürd insanı olarak, öznel olarak; deneyimlerim, kazanımlarım nedir, ne düzeydedir?

Bir Kürd yurttaşı olarak; konuşma stilim, ses tonum, ruh halim, dış görünüş, vücut dilim nasıl?...Hepsi, bireysel kimliğe geçiyor.

Sosyal kimlik: Toplumda, bilinçli bir şekilde, birlikte yaşama ve yer alma yeteneği. Bu sosyal kimlik, tüm toplumu kucaklayan bir toplumsal yetenek oluyor. Ortakça düzen ve dayanışma bu kimlikte, sosyal kimlikte kendini ifade ediyor...

2001, Not defterimdeki notlar ya da ”tezler” bu oluyor. İlginçtir, pedagojiyi bir yıl önce bitirmiş ve bu notları yazmıştım. Bunlara o zaman ”tez” demiştim. Tez de diyebiliriz. Tez, fikirdir. Notum, pedagojik fikir ya da iddia olmuştur. Bu üç tezimi paylaştım. Unutulmasın...

Bu üç tez, kimlik kavgasıdır.

Bu üç tez: Kimliğin de tanımıdır.

Yukardaki üç tezden sapan bir insan, bence kimliksiz ve kişiliksizdir!

Kimliksiz olarak, Türkiyelileşmek diye bir ”isim” yoktur!

Kimliksiz olarak, ezilenlerin yanındayız diye bir ”kavga” da yoktur!

Kimliksiz olmak, kimlikli olanlara yem olmaktır.

Kürd halkı, yem olmayacaktır. Kürd halkı, Kürd kimliği ve ulusu ile Orta-doğu'da yerini bulacaktır.

Kimlik kavgamız, bunun içindir!