Faiz Cebiroğlu
Öfke, umuttur. Umut, öfkedir.
Öfke olmadan umut olmaz. Umutsuz öfke, hiç olmaz.
Öfke nedir?
Öfke, bana göre, içsel bir kudrettir. İnsanın
derinliklerinde bir ateş gibi yanar. Derinliklerde ateş gibi yanan öfke,
insanda bir denge, bir harmoni yaratıyor. Denge ve harmoni, öfke aracılığı ile,
kendi sınırlarımızı tanımaya ve bilmeye vesile oluyor. Bu bağlamda, öfkeli
olalım ve öfkeli olmaktan korkmayalım, diyorum. Öfkemiz, içte kalmasın,
ezilmesin. Yani, öfkemiz, dışa vursun, demek istiyorum.
Öfkemiz, dışa vursun. İnsanın öfkesi, ezildiği zaman,
insan vücudunda semptom (hastalık belirtileri) oluşuyor. Oluşan bu semptomlar,
insan vücudunu, pasifleştiriyor. Uyutuyor.
Öfkemiz, dışa vursun, vücudumuz sağlıklı kalsın. Öfkemiz,
dışa vursun, umudumuz canlı kalsın.
Dışa vuran öfke, umut içindir.
Öfke ve umut, burada, iç-içe geçiyor. Bileşke gibidir.
Biri olmadan diğeri olmuyor.
Öfkesiz umut, olmaz. Umutsuz öfke, hiç olmaz.
Umutlu olmak için, derinliklerimizde bulunan öfkeyi,
önplana çıkarmak gerekiyor. Dışa vurmak gerekiyor.
Öfkeler var...Öfkeler var. Geçmişte kalan öfkeler var.
Yeni oluşan öfkeler var. Hepsi, öfkedir ve patlamaya hazır haldeler.
Geçmişe dair öfkelerin varsa, bunları derinliklerden
hemen çıkar, dışa vur ve hemen patlasınlar! Bunlardan kurtul! Bu, vücudun
tekrar bir dengeye, bir harmonik oluşuma ve kendi doğasına dönüşmesi oluyor.
Öfke. budur.
Öfke, bir iç-güçtür. İç güç olan öfke, insanlarda bulunan
en büyük değerdir. Bu değeri ”kalpten” ifade ettiğin zaman, umut, eşikte
demektir.
Korkmadan, öfkemizi dışa vuralım.
Korku, öfkemizin dışa vuruşunu engellemesin. Korkup,
öfkeyi içte ezmek, insani sorumluluklardan kaçmak, demek oluyor.
İç kudret olan öfkemizi, korkmadan ifade edelim. Umut
içindir.
Öfke, umuttur.
Umut ta öfkedir.
Öfkesiz umut olmaz, umutsuz öfke hiç olmaz!
Devam
ediyorum.
Öfke
varsa, umut ta vardır. Öfke ve umut: duyguları kelimelendirmek oluyor.
İnsan,
duygudur. Dört duygudur: Öfke, sevinç, korku ve yas. Bunlara,
psikolojide, temel duygular diyoruz. Her insanda vardır ve koşullara göre bu
duygular kendilerini değişik şekillerde kendini gösterirler: dışa vururlar.
Tepki gösteriyoruz: Öfkedir. Yaşadığımız olumsuz ortamın
koşullarına, ya da bizleri yöneten sisteme karşı bir tepkidir. Bu bağlamda
öfke, haksızlığa, eşitsizliğe...karşı bir başkaldırıdır. Bu anlamda öfke,
bizlere, hayatı çekilmez hale getirenlere karşı bir isyandır.
Öfke, umut için başkaldırıdır. Başkaldırı, umut içindir!
Umut, bizdedir. Umut, duygularını korkusuzca dışa vuran insandadır. İnsan var
oldukça, umut ta vardır.
Umutlu insan, sorgulayan insandır: Nasıl bir toplum? Bu
toplumun insana bakışı nedir? İşte umutsuzluğa karşı umut, burada
saklanmaktadır. Burada umut: duruşumuz, topluma ve insana karşı olan bakışımızı
ifade ediyor. Burada umut: Eşitlik, ortaklık ve özgürlük değerlerini tasvir
ediyor.
Öfkeli ve umutlu insan, sorgulayıcıdır: Umudu geliştiren
dil nedir? Umutsuzluğu durduran dil nedir? Cevap mı, vardır:
Umudu geliştiren dil:
Bir: Duygularım anlamlı ve değerlidir.
İki: Sosyal bir insan olarak, insanlarla olan ilişkilerim
çoktur ve çok önemlidir.
Üç: Tarihimiz, yaşam tarihimiz bir insan olarak ve
nitelik olarak çok önemlidir.
Dört: Gelecekten umutluyum.
Beş: Umut, bizdedir. Umut, bitmez.
Umudu yok eden dil:
Bir: Duygularımın anlamı ve önemi yoktur.
İki: Zaten duygularım yok edilmişti. Duygularım yoktur.
Üç: Yapacak bir şey kalmadı.
Dört: Gelecekten umudumu kesmişim...
Yazımı bitiriyorum.
Öfkeli ve umutlu insan, sorgulayıcıdır: Dilimiz, öfkeli
ama umutlu dilidir. Umut, insandadır. Umut, yaşayan insandadır.
Yaşam mı, durmaz. Umut, tükenmez. Umutsuz öfke olmaz.
Umutsuz insan olmaz.
Öfkeliyiz, zira umutluyuz.
Öfkemiz, umutlu olmak içindir...